27 Ağu 2008

Nerede Kalmıştık ?

Evet çok uzun zaman geçti yazmayalı 15 günlük bir tatilden sonra tekrar burdayım. Bu 15 gün içinde hayatımda ne kadar çok olaylar oldu. Bunları Kısa kısa geçelim.
  • 08/08/2008 günü canım arkadaşım zeynep'in kına gecesiydi. Nasıl eğlendik anlatamam uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim çok iyi geldi.
  • 09/08/2008 günü yeşilova da bir akraba düğünündeydik. Burdan kendilerine sevgilerimi gönderiyorum inşallah hep mutlu olurlar.
  • 10/08/2008 günü saat 14:30' da Zeynep'in gelin alayı vardı. Canım benim o kadar güzel olmuş ki anlatamam arkasından çok ağladık ama bunlar mutluluk göz yaşları idi ne de olsa 5 yıllık aşkına kavuşuyodu.( Bizde nasip olur inşallah)
  • 10/08/2008 günü saat 20:30' da Düğün vardı. Kına gecesi olduğu gibi yine çok eğlendik. Burdan arkadaşım ZEYNEP ve Eşi GÖKSEL' e bir ömür boyu mutluluklar dilerim.(resimlerini daha sonra yayınlıcam)
  • 17/08/2008 günü asker düğünü vardı. Biraz buruk oldu bu düğün askere gidenler benim çocukluk arkadaşlarımdı tuhaf oldum biraz ne olsa daha büyüdüğümüzü kabul etmiyoruz. 88/3 tertiplere hayırlı teskereler diliyorum.
  • 22/08/2008 günü kuzenim mert'in doğum günüydü. Doğum gününü tekrar kutlar daha nice yıllara diyorum.

Bu 15 gün içinde ne kadar çok ve güzel olaylar yaşamışım ben bile şaşırdım ama daha bitmedi asıl sürpriz şimdi.

  • 22/08/2008 günü telefonda kulaklarıma inanamadım. Kuzenim Nergis'i istemeye gelceklermiş. Şaşırdım çünkü böyle bir şey hiç birimiz beklemiyoduk.
  • 23/08/2008 günü saat 19:00' da Nergislerdeydik hazırlıklar yaptık. Herşeyin kusursuz olması gerekiyodu ne de olsa kolay mı kız veriyoruz.(tabi eniştem bu arada tam karar vermemişti.)
  • 24/08/2008 günü saat 12:30 misafirler geldi. Biraz muhabbet ve tanışmadan sonra asıl konuya istemeye sıra geldi eniştem biraz nazlandıktan sonra Nergis'i vermeye razı oldu. Bizde rahat bir nefes aldık.Hemen o gün söz yüzüklerini taktık. ( Biraz acele oldu ama damatımız 28/08/2008 günü askere gidiyo acelemiz bu yüzdendi.) Emre hayırlı teskereler diliyorum inşallah bir an önce kavuşurlar.

Ben size dememişmiydim ne kadar çok olaylar oldu şu 15 gün içinde bu arada biz de aşkımla biraz kırgınız evet geçer ama ben biraz fazla kırıldım bu sefer kendini affettirene kadar affetmek yok (napayım çok inatım)

Dün Gürsoy,annesi ve burakla hatice teyzeye gittik. Meral teyzenin çok lezzetli böreklerinden yedik yine ellerine sağlık çok güzel olmuştu en kısa zamanda tekrarlamak lazım bu olayı (:

Eh artık bu kadar yeter yine görüşmek üzere bye.......................

Ada Sahibi Ya da Ada Olmak


Tanınmış gezgin Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu'nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü. Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı. Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarına bırakırken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.

Bu olaya yalnızca Thomas Cook değil, o bölgede ki balıkçılarda yıllardır tanık olmuşlardı. Kuş bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların, birbirleri peşisıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü çözemiyorlardı.

Gerçek, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı. Bu trajik olayın yaşandığı yerde bir zamanlar bir ada vardı. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda, okyanusa gömülmüştü. İnsanların, yok olduğunun bile ayırdına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında kuşlar için vazgeçilmez 'dinlenme' durağıydı. Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler ve yıpratıcı, uzun yolculuklarının ortasında, biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için, yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındakiadaya geliyorlardı ama... Olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı.

Söz kendini toparlamaktan açılmışken soralım. Sizin hiç 'kendinizi toparlayacağınız' bir adanız oldumu? Yaşamın uzun 'göç yolları'nda acaba, sizinde bir yudum taze soluk alabileceğiniz, yolunuzun kalan bölümüne dinç olarak devam etmenizi sağlayabileceğiniz bir adaya sahip olabildiniz mi? Birgün yerinde bulamadığınızda ise, ona illede ulaşmak ve sığınmak için başınız dönercesine, dengeniz bozulurcasına çırpınıp kanat çırptığınız bir ada yaratabildiniz mi yaşamınızda kendinize?

Herşeyi sınırsızca paylaşabildiğiniz bir dost, yola birlikte çıkacak denli güven duyduğunuz bir arkadaş, size her zaman huzur verecek bir eş, ulaşmak için yıllardır uğraş verdiğiniz bir amaç edinebildiniz mi? Şöyle daha bir iyi bakın çevrenize... Size gelen, size sığınan...Sizin gittiğiniz, sizin sığındığınız...Sizin bulduğunuz dostlarınızı bir düşünüverin. Sonra da bir gerçeği görüverin gözlerinizle:

Sizin durup , soluklandığınız ve kendinizi toparlayabildiğiniz kaç adanız var çevrenizde ve...

Durup, sığınmak ve kendilerini toparlayabilmek gereksinimi duyan kaç dostunuz için siz bir adasınız?

1 Ağu 2008

En Güzel ve En Özel Günlerim


21/07/1988 Perşembe günü doğmuşum.
03/10/1987 Cumartesi Günü AŞKIM doğmuş.
17/09/2005 Cumartesi Hayatımın Aşkıyla karşılaştım.(sevgili olacağımızı tahmin etmiyodum.)
28/11/2005 Pazartesi Aşkımla çıkmaya başladığımız günümüz.(Hayatımızın dönüm noktası.)
07/12/2005 Çarşamba İlk kez elimi tuttu.
28/12/2006 Perşembe Aşkımla sözlendik.
09/01/2007 Salı Aşkımın ailesiyle tanıştım.